5. Hafta Özeti (27 Ocak-3 Şubat 2020)

Arkhe Bülteni’nin 12. Haftasında beraberiz. Öncelikle sizlerden özür diliyorum, bu hafta pazar gününe yetiştiremedik. Tekrar gerçekleşmeyecek diye umuyoruz. Bu hafta gündemde Koronavirüsü, Suriye, Fransız zırhlıları ve depremler var. 

Dahiliye

Depremler Türkiye’yi Sarsıyor: Devlet Önlemleri Artıracak

Geçtiğimiz hafta Elazığ’da olan depremin ardından Manisa’da bir deprem daha meydana geldi. Şiddeti 4’ün üzerinde olan üç sarsıntı meydana geldi, ancak neyse ki can kaybı yaşanmadı. Bu depremler üzerine açıklama yapan hükümet, İstanbul’da büyük bir deprem beklendiğini belirterek, önlemlerin alınmakta olduğunu söyledi. 

Her depremden sonra böyle açıklamalar görüyoruz. Gerçek bir değişim beklemek mantıklı mı artık biz bilemiyoruz açıkçası. İstanbul’da ciddi bir deprem hazırlığı için muhtemelen fatura kimsenin telaffuz etmek istemeyeceği kadar büyük. 

1-Manisa’da deprem: 12 saatte büyüklüğü 4’ün üzerinde üç sarsıntı oldu

Elazığ’dan bir kare.

Bekçiler: Güçleri Neden Artırıldı, Neden İhtiyaç Var?

Yeşilçam filmlerinden hatırlayacağımız bekçi sistemi 2016’da tekrar getirilmişti. O zamandan bu yana sayıları artan bekçiler çoğu mahallede alışılmış bir sahne olmaya başladı. Çoğu kişinin görevlerinin ve yetkilerinin kötüye kullanılabileceğini belirttiği bekçilere bu hafta daha fazla yetki verildi. Yeni yetkilere göre bekçiler olaylara müdahale edebilecek, kimlik sorabilecek ve silah taşıma yetkisi olacak. Burada sormamız gereken soru şu olmalı: Polis varken bekçilere neden lüzum var? Bu sorunun aklımıza en çok yatan sebebi, hükümetin polisten memnun olmaması. Medyaya yansıyan bir şey henüz olmasa da, polis teşkilatı içinde hükümete bağlılıktan şüphe ediliyor olabilir. Bu durum şaşırtıcı, çünkü 15 Temmuz Darbe sürecinde polis teşkilatı belirgin bir biçimde hükümetin yanında durmuştu. 

1- Alarm as Turkey’s ruling party moves to empower night watchmen

Hariciye

Wuhan Koronavirüsü: Bu hafta neler öğrendik?

Geçtiğimiz hafta Wuhan Koronavirüsü ile alakalı malumat vermiştik. Bu hafta durumlar oldukça değişti. Beklediğimiz kontrol altına alınma durumu tam olarak gerçekleşmedi, anladık ki önlemler için geç kalınmış. Uzmanlar hastalığın ilk vakalarının muhtemelen Kasım 2019’da gerçekleşmeye başladığını tahmin ediyor. Hubei Eyaleti içinde durumlar oldukça ciddi. Diğer şehir ve eyaletlerde büyük bir kriz durumu yok, ancak yerel hükümetler önlemler almaya devam ediyor. 2 Şubat itibariyle son verileri derledik, biraz da Çin medyasından raporlar toparladık. Çin’de günlük hayattan notlarla birlikte sizinle.

Ülke genelinde bir maske sıkıntısı çekiliyor. Kaynak: BBC.

Türkiye’de şu anda şüpheli vakalar var, hala doğrulanmış bir hasta yok. Hastalığın geçişi için yakın temas gerektiği düşünülüyor, hastalık genelde aile üyeleri arasında gerçekleşiyor. Ancak buna karşıt vakalar da var. Türkiye bu hafta Wuhan’da kısılı kalmış Türk vatandaşlarını ve bazı çevre ülke vatandaşlarını tahliye etti. Arkhe sizlere Şanghay’dan son haberleri aktarmaya devam ediyor, okumak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz. 

Wuhan Koronavirüsü: Korkmalı mı?

İdlib’de Kaynama Noktasına Yaklaşıyoruz

Suriye’de muhaliflerin son kalesi olarak görülen İdlib’de Esad Yönetimi ve Rusya’nın taarruzu devam ediyor. İlerleme kaydeden Suriye Ordusu’ndan ve bombardımandan kaçanların Türkiye’ye akın etmesinden korkuluyor. Türkiye bu durumdan oldukça rahatsız. Rusya’yla varılan fikir birliğinin İdlib’de bir ara çözüme zemin hazırladığı düşünülüyordu, ancak Suriye Ordusu ilerlemesini durdurmuyor. Erdoğan bu hafta Türkiye’nin bu duruma seyirci kalmayacağını söyledi. İdlib’deki saldırı devam ederse bir Suriye’de TSK tarafından başka bir operasyonun yapılabileceğini belirtti. (1) Bu gözdağının işe yarayıp yaramayacağını göreceğiz. Bizim tahminimiz Suriye Ordusu’nun bu momentumu yakalamışken durmayacağı yönünde. Şam Yönetimi İdlib’e 45 km ötedeki Maaret El-Numan kasabasını aldı bile.

İdlib’deki bombardımanlardan birisi. Kaynak: Al Araby.

Türkiye’nin bu durumdan kaybı büyük olabilir. Birleşmiş Milletler’in açıklamasına göre 700,000 Suriyeli son saldırılar sonucunda evinden oldu, ve bu insanlar Türkiye’ye gelmekte. (2) Haberlere göre, 2 Şubat tarihi itibariyle Türkiye Suriye sınırına tanklar göndermekte. (3) 3 Şubat Pazartesi erken saatlerde gelen haberlere göre, Suriye tarafından gelen bir havan topu saldırısında 4 asker hayatını kaybetti, 9 da yaralı var. Bu durum işleri karıştıracak. Türkiye’nin bu gelişmeden sonra beklemesi için bir sebep kalmadı, ama Ruslarla anlaşmadan Suriye’ye tekrar girmek mümkün mü? Muhtemelen değil. 

1-Erdogan: Turkey may launch Syria offensive if Idlib attacks continue

2-Displacement of 700,000 Syrians to Turkey due to regime campaign in Idlib and Aleppo

3-Turkey deploys tanks to Syrian border amid fresh Idlib violence

Yunanistan Ege’de Su Üstünde Bir Duvar İstiyor

Yunanistan, Türkiye’den gelen mültecileri engellemek için 3 km uzunluğunda, yüzen bir bariyer kurmayı planlıyor. 550,000 dolar maliyet biçilen proje, Midilli (Lesbos) Adası’nın kuzeyine yapılacak. (1) İnsanlık dışı bir uygulama. Ancak şunu da görmek gerekiyor ki, AB Yunanistan’ı ve diğer serhat bölgelerini mülteci krizinde yalnız bıraktı. Gerekli desteği alamayan Yunanistan için de mülteci akışı ciddi bir yük oluşturuyor. Aynı zamanda Türkiye’nin de mültecileri joker kart olarak oynaması Yunanistan’da gerginlik yaratmakta.

Yüzen bir duvar örneği.

1-Greece plans floating barrier in Aegean Sea to deter refugees

Yunan Vekil ve Bayrak Krizi

Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Yunanistan’ın bir vekili olarak bulunan Yannis Lagos konuşması esnasında bir Türk Bayrağı çıkarıp, “Türkiye ne isterse yapıyor, Yunanistan’ın söz hakkı yok.” diyerek bayrağı yırttı. Hem Yunanistan Dışişlerince, hem de AP temsilcilerince kınanan ve disiplin cezasına çarptırılan vekille alakalı Türkiye de büyük tepki gösterdi. Olayın gerçekleşmesinden kısa bir süre sonra vekilin sosyal medya hesapları hacklendi.

Yannis Lagos A4 kağıdına bastığı Türkiye Bayrağı’nı yırtarken.

Bu şahsın bağlı olduğu parti “Altın Şafak” olarak bilinen Hrisi Avgi partisi. Aşırı sağcı olmasıyla biliniyor. Hem Atina’da, hem Brüksel’de yerleşik yöneticileri oldukça rahatsız eden partiyle alakalı Yunanistan’da daha önce cezai işlemler yapılmıştı. Partinin yüksek kademelerinde cinayet, şiddet gibi sebeplerden hapse giren kişiler bulunuyor, ve oldukça sağcı söylemleri var. Bu grup Yunanistan’da da ekstrem olarak görülüyor.

Altın Şafak, Yunanistan Meclisi’nde en yüksek 7% oy almış, AP seçimleri için ise en yüksek 9.4% almıştı. Oy oranları 2014-15 yıllarında pik yapmış, sonrasındaki seçimlerde oldukça düşmüştü.

1- EU speaker reprimands Greece deputy who tore up Turkey flag

Fransa Akdeniz’e Zırhlı Gönderiyor

Fransa, önceki haftaları takip edenlerin de bileceği üzere, Libya’da Haftar’ı destekliyor. Türkiye ile bu noktada çatışan Fransa, aynı zamanda Kıbrıs Doğalgazı meselesinde Yunanistan’ı desteklemekte. Türkiye’nin Akdeniz’deki nüfuzuna karşılık Yunanistan’a destek olarak Fransız Donanmasından zırhlı gönderme kararı bu hafta alındı. (1)

Fransız zırhlılarının Türkiye’yle bir çatışmaya girmesi oldukça düşük bir ihtimal. Kıbrıs’ta statüko kazanacaktır. Türkiye’nin sondaj yaptığı bölgelerde makul miktarda doğalgaz bulunması halinde Fransa ya da Yunanistan’ın yapacağı pek bir şey yok. Ancak, Fransız zırhlılarının da kendi statükosunu yaratacağını unutmayın. Aynı şeyler Fransızların ve Yunanlıların kapattığı parseller için de geçerli. Onların parsellerinde gaz çıkar da bizimkilerde çıkmazsa, Türkiye’nin de yapacağı pek bir şey yok. 

Bu hafta aynı zamanda Suudi Arabistan ve BAE’nin Yunanistan ile saf tuttuğunu gördük. Bu da pek şaşırtıcı değil, iki ülkeyle de Türkiye’nin ilişkileri oldukça kötü durumda. (2)

1- France sends warships to Mediterranean to deter Turkey

2- Saudi Arabia, UAE siding with Greece against Turkey in Cyprus 

Trump’ın Ortadoğu Barış Planı: Savaş mı Barış mı?

Donald Trump bu hafta Ortadoğu Barış Planı’nı açıkladı. Filistin meselesine yoğunlaşan plan, İsrail yanlısı olmakla suçlandı. Plana göre, ABD İsrail’in Batı Şeria’da bulunan Ürdün Vadisi’ni işgaline ve İsrail’in uluslararası yasalara göre yasadışı olan yerleşimlerini İsrail’e dahil etmesine yeşil ışık yaktı. Bu bölgeler, daha öncesinde uluslararası hukuka göre Filistin Yönetimi altındaydı. 

1995 senesinde imzalanan İkinci Oslo Görüşmeleri’ne göre, Filistin ikiye ayrılmış, bir kısmı İsrail’e, diğer kısmı Filistin Yönetimi’ne bırakılmıştı. O zamandan bu yana İsrailli yerleşimciler Filistin bölgesinde uluslararası hukuka aykırı yerleşimler kuruyor, ve İsrail Ordusu tarafından korunuyor. ABD’nin bu hamlesiyle bu yerleşimlerin hukuki boyutu da oluşturulmaya başladı. 

Donald Trump, İsrail’i ABD’nin en büyük müttefiklerinden biri olarak görüyor. Başkanlığı dönemi de İsrail’in uluslararası hukuktaki konumundaki gelişmeler konusunda büyük değişimlere sahne oldu. Şunu da eklemeden geçmeyelim, bu hamle sahada fiili olarak pek bir şey değiştirmiyor. 2019 yazında ziyaret ettiğimiz bölgede, İsrail yerleşimleri ve ordunun varlığı zaten tesis edilmiş durumdaydı. Trump’ın masaya getirdiği değişim bu durumun yazıya dökülmesi gibi görünüyor. Yine de, Filistin için kara bir gün oldu.

Çoğu Müslüman ülkeden ABD’nin planına destek geldi. Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkeler ABD’nin planına destek verdiler. Karşı çıkan ülkeler arasında ise Türkiye ve İran var. Bunun sebebi de Filistin’de hakim olan parti ve yönetimin Körfez ülkelerinde düşman görülmesi.

Üstteki haritada solda gördüğünüz şimdiki durum, sağdaki ise planda tarif edilen senaryo. Böyle bakınca değişim fazla görünmeyebilir. Ancak, İsrail yerleşimleri ana Filistin şehirlerinin arasında bulunuyor. Şehirler arasındaki ulaşım zorlaştıkça o şehirlerdeki iş imkanları, insanların yaşam şartları kötüleşiyor. İsrail de bunu biliyor, ve Filistin’i yavaş yavaş parçalıyor. 

1- Major Arab states support, Turkey rejects deal of the century

2- World reacts to Donald Trump’s Israel-Palestine plan

Haftanın Albümü Yesun – Roberto Fonseca

Roberta Fonseca Kübalı bir caz piyanisti. Yeni albümünde Hispanik tınıların yanısıra bizim o taraflardan bir tadımlık sadalar mevcut. Lübnan’ın meşhur iki Maalouf’undan biri olan İbrahim Maalouf’la olan şarkıları Kachucha pek latif, herkese tavsiye ediyoruz. Albümün kalanı da sakin bir akşam vakti dinlemek için birebir. 

 Gün geçmiyor ki bir haftanın daha sonuna gelmeyelim. Umarız bülteni beğenmektesiniz, eğer gördüğünüz sorunlar varsa bize bildirmekten çekinmeyin lütfen. Bir not: Yakında archeprojesi@gmail.com adresinden info@archeprojesi.com adresine geçeceğiz. Eğer bülteni bulamazsanız spam kutunuzu kontrol etmeyi unutmayın. Sizleri seviyoruz.