Wuhan Koronavirüsü: Korkmalı mı?

Arkhe Şanghay’dan bildirmeye devam ediyor. Bu hafta Wuhan Koronavirüsü konusunda neler öğrendik?

Hasta ve ölüm vakaları

3 Şubat itibariyle ölüm vakaları 362 kişiye, tespit edilen vaka sayısı da 17,405’e çıktı. Hastalığın merkezi olan Hubei Eyaleti’ne uygulanan karantina devam ediyor, ve Pekin, Şanghay gibi büyük şehirlerde Çin Yeni Yılı tatili 9 Şubat’a kadar uzatıldı. Vakaların artış sayısı olayın bir salgın olduğunu doğruluyor, zira vakalar katlanarak artıyor. Ancak, bu vakaların çoğunluğu Hubei’de. Dünya Sağlık Örgütü, bugün itibariyle küresel sağlık aciliyeti ilan etti. THY’nin de içinde bulunduğu birçok havayolu şirketi Çin’e olan uçuşlarını durdurdu. Çin’de durum nasıl? Türkiye için korkacak bir şey var mı?

Sayılardaki değişim

Sayılardaki artış biraz korkutucu görünüyor. Ancak, salgın dinamiklerini incelediğimizde bu katlanmanın normal olduğunu gözlemliyoruz. Vakaların ve ölümlerin büyük çoğunluğu hala Hubei’de, ve Çin dışında Filipinler’de bir ölüm vakası gözlenmedi. Peki, bu durumda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) neden küresel alarm verdi?

DSÖ’nün Kararı

Çin, salgınla mücadelede oldukça agresif davranıyor. DSÖ Başkanı tarafından da mücadele tekniklerinden övgüyle bahsedildi. Ama, Çin’in komşuları arasında salgından kötü etkilenmesi olası olan birçok ülke var. Virüsün Hindistan, Myanmar, Kamboçya, ya da Kuzey Kore gibi ülkelere yayılması bu ülkeleri çok kötü etkileyecektir. Bu ülkelerin virüsle mücadele edebilecek kadar kuvvetli sağlık sistemlerinin olmayışı başlıca sebep. DSÖ bu gerçeği tekrar tekrar vurguladı, çevre ülkelerin kötü etkilenmesinden korkuluyor. 

Havayolları seferleri neden durduruyor?

Bu kararların ardında virüsün yayılmasını engellemek de büyük bir sebep olsa da, temel sebebin bu olmadığını düşünüyorum. Bana kalırsa en mühim iki sebepten ilki, havayollarının şu an Çin seferlerinden zarar ediyor oluşu. Dünya çapında Çin’e seyahat planı olup gitmeyen birçok insan var, bu sebeple Çin uçuşlarının çoğunluğu şirketlere zarar yazmaya başladı. İkinci büyük sebep, havayolu çalışanlarının virüs şüphesi yüzünden Çin uçuşlarını yapmak istememeleri. Air France sendikasının yaptığı açıklamada, şirket kararında bu durumun etkili olduğu vurgulandı. Aslında daha ufak olan sebep ise, havayollarının uçuş azaltma kararının virüsü durdurmak için alınması. Elbette ki bunun da karar sürecinde bir etkisi var, ancak Çin’de virüsten görece az etkilenen şehirlerin de bu karar dahil edilmesi ve şirketlerin açıklamaları bu kararların ticari olduğunu doğrular nitelikte. 

Çin’de durum nasıl?

Çin’in çoğu kentinde hayat zaten yeni yıl dolayısıyla durulmuştu. Virüsün de etkisiyle şehirlerde hayat az çok durma noktasında. Çoğu kişi, bir haftadır evden dışarı adımını atmıyor. Normalde 31 Ocak’ın iş günü olması gerekiyordu. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi, çoğu şehir tatili uzattı. O sebeple şehirde insan trafiği hala pek artmadı. 

Bu hafta virüse dair neler öğrendik?

  • R0 değeri 2.2 ila 2.7 arasında tahmin ediliyor, SARS’ta bu sayı 3 idi. 

R0 değeri bir kişinin ortalama kaç kişiye hastalığı bulaştırabildiği. Yani bu hastalığı şu sıralar kapan birisi ortalama 2.2 ya da 2.7 kişiye bulaştırıyor. Bu sayı 1’in altına düşmediği sürece hastalık yayılmaya devam edecek. 

  • Zatürreye çeviren vakalarda ortalama yaş 59. 

Hastalığın en ekstrem hali, zatürreye çevirince gerçekleşiyor. Ölüm vakalarının çoğunluğu da bundan dolayı gerçekleşti. Bu vakalarda ortalama yaş 59, yani yaşlılara daha büyük bir tehlike arzediyor. 

  • Huanan canlı hayvan pazarıyla bağlantılı olan hasta sayısı 8.6%, bunun anlamı da virüsün insandan insana geçebildiğini kanıtlıyor. 

Hastalığın ilk çıkış noktası olduğu tahmin edilen Huanan canlı hayvan pazarıyla bağlantılı hastalar ilk safhalardaki totale bakınca 8.6% olarak görünüyor. Bu durumda hastalığın insandan insana bulaşabilir olduğunu anlamış oluyoruz. 

  • Ortalama kuluçka süresi 5.2 gün sürüyor. Ancak vakaların 5%’i 12.5 gün kuluçka süresi gösteriyor. Bu sebeple karantina süresi en az 14 gün olmalı. 

Virüsün kuluçka süresinde de bulaşıcı olduğu düşünülüyor. 

  • Erken safhalarda hasta sayısı her 7.4 günde ikiye katlandı. 

R0 sayısı da böyle hesaplanıyor. 

  • Yakın insanlar arasında bulaştığı gözlemleniyor, aile üyeleri gibi. 

Sokaktan kapmak zor görünüyor. 

  • Çoğu hastalık vakasında koronavirüsü öncesinde başka bir hastalık bulunuyor. 
  •  15 yaşın altında çok fazla vaka yok. 

Gençlere ya çok bulaşmıyor, ya da çocuklarda semptomları gözlemlemek zor. 

Çin’in her yerinde tedbir amaçlı ateş kontrolü yapılıyor. Hastalığın en yaygın semptomu olan ateş yüksekse, kişiler hastaneye yönlendiriliyor. Kaynak: BBC

Herkes maske mi takıyor?

Evet. Önceki yazıda yaptığım sayım aktivitesini bütün bu süre devam ettirdim, sonuçlarını paylaşayım. 

Türkiye’nin korkmasına lüzum var mı?

Şu anda pek yok. Şimdiye dek gerçekleşen vakalara ve bunların küresel ölçeğine bir bakalım. 

Çin genelinde 487 hastanın iyileşip taburcu olduğunu da ekleyelim. Görüldüğü üzere, vakaların 99%’u Çin’de, ölümlerin de neredeyse tamamı Çin’de gerçekleşmiş. Söylediğimiz üzere, Hubei Eyaleti on gündür karantinada, daha da açılacağa benzemiyor. Uzmanlar arasında salgının bir hafta, 10 gün ya da 3 ay sonra gerçekleşeceğini düşünenler mevcut. Olayın Çin içinde yayılması durumunda küresel çapta bir pandemiden korkmak mantıklı hale gelecektir. 

Çin içinde vakaların artış grafiği. Kaynak: BBC

Metodolojik Sıkıntılar

Bu salgını sayılarla takip etmek ilk bakışta mantıklı görünüyor, ancak biraz düşününce hastalık rakamlarını takipte büyük sıkıntılar var. Elimizdeki sayılar neden doğru olmayabilir?

1- Çin sayıları doğru vermiyor olabilir

Çin ekonomisi, bu salgından çok ciddi bir darbe yedi. Bu darbenin etkisini azaltmak için sayıları doğru vermiyor olabilir. 2002 SARS salgınında da hastalık bir devlet sırrı olarak saklanmıştı. 

2- Çin hasta sayısını doğru sayamıyor olabilir. 

Hubei Eyalet’inde medikal malzeme sıkıntısı çekiliyor. Bize ulaşan bu vakalar bir gün içerisinde Çin’in sayabildiği hasta sayısı olabilir. Bölgeden gelen bazı röportajlar bunu doğrular nitelikte. Söylenenlere göre enfeksiyon testleri çok hızlı sonuçlanmıyor. 

3- Hastalıktaki gecikme payı sayılamıyor olabilir. 

Hastalığın ölüm oranı 2% olarak hesaplanıyor. Ancak şu anda salgın bitmiş değil, ve hastaların ölüm seviyesine erişmeleri zaman alıyor. Sayılar arttıkça ölüm oranı da yükselebilir. 

4- Hastalığı görece hafif atlatan vakalar hastaneye gitmiyor olabilir. 

Bu durumda haliyle resmi istatistiklerde hasta olarak geçmiyorlar, ancak hala çevrelerindeki insanlara hastalığı bulaştırabiliyorlar. Karantina çabaları karşısında büyük bir engel bu. 

Çin Salgını Kontrol Altına Alabildi mi?

Geçen yazıda söylediğimiz üzere, olayın merkezi Hubei Eyaleti. Yukarıdaki istatistiklerden de göreceğiniz üzere, vakaların çoğunluğu orada gerçekleşiyor. Ancak, bu hafta gördüğümüz değişim, karantinada geç kalındığını gösterdi. Özellikle salgının Çin Yeni Yılı’na denk gelmesi ülke içindeki mobiliteyle birlikte hastalığın daha da yayılmasına yardımcı oldu. Görünüşe bakılırsa hastalık Çin genelinde bir krize dönüşecek. Şu anda büyük şehirlerde hala büyük bir hastalık dalgası görmüyoruz, ama büyüme trendine bakılırsa bu da er geç gerçekleşecek. 

Çin Hükümeti, geçtiğimiz hafta Wuhan’da bir hastane inşaatına başlamıştı. 10 günde tamamlanan bu hastane, 25,000 metrekare, ve 1000 yatak kapasiteli. Buna ek olarak bir başka hastane daha inşaat halinde, onun da 6 Şubatta hazır olacağı tahmin ediliyor. Bu iki hastane hastalığın Hubei içindeki yayılma hızını düşürebilirse hayatın daha erken normale döneceğini varsayabiliriz. Ancak, bazı uzmanlar artık bunun için geç olduğunu söylüyor.

Hastalığın Çin içindeki dağılımı. Çok iyi bir grafik değil bu, çünkü Hubei’deki durum diğer eyaletlere göre çok ekstrem. Kaynak: Bloomberg.

Konuşulmayan Tehlike

Bana kalırsa, dünyanın Çin’den değil, DSÖ’nün belirttiği gibi fakir komşularından korkması gerek. Şu anda Çin’de virüse karşı çok agresif bir kampanya var, ancak Myanmar, Pakistan, Kamboçya, Hindistan gibi ülkelerin bu virüsle mücadele etmesi mümkün görünmüyor. Uluslararası topluluğun acilen bu ülkelere destek vermesi gerekiyor, zira buralara yayılması durumunda kontrolden çıkması çok olası hale gelecektir. 

Virüsü en erken tespit eden ülkelerin gelişmiş ülkeler olması tesadüf mü? Fakir ülkelerin bu krizle mücadele etmesi imkansız, dış yardım acilen yaratılmalı. Kaynak: BBC.

Ekonomik Etkiler

Şanghay Borsası’nın bugün açılmasıyla birlikte Çin piyasalarında ciddi satışlar gördük, 9% civarında bir düşüş yaşandı. Bunu engellemek için Çin Merkez Bankası önceki geceden 173 milyar dolar likidite sağlamıştı, ancak yeterli olmadı. Bugün içinde piyasalardan silinen miktarın 420 milyar dolar olduğu söyleniyor. Dünyanın en büyük petrol tüketicilerinden olan Çin’deki talebin düşmesiyle petrol fiyatları 2008’den bu yana gördükleri en büyük şoka maruz kaldı. Rusya Suudi Arabistan’dan petrol fiyatları ile alakalı acil toplantı talep etti. Salgının etkileri devam ettikçe bu ekonomik çalkantı da sürecek. Son 30 yıldır dünya ekonomisinin lokomotifi görevini üstlenmiş Çin’in bir krize sürüklenmesi, dünya piyasalarını da iyi etkilemeyecektir. 

Yazar: Erkin Ergüney – Şanghay Sakini Twitter – LinkedIn