22. Hafta Özeti (25-31 Mayıs 2020)

1 Haziran sonrasına plan yaptınız mı?

Geçen hafta Dağlar ile ödemeler dengesi üzerine güzel bir sohbet yaptık. Bunların devamı da gelecek, Discord üzerinden ilerleyeceğiz. Discord kanalına girmediyseniz, linki şu: https://discord.gg/hypg2cX 

Abone olmak için bu linke tıklayabilirsiniz. ABONE OLUN

Bülten hakkında görüşlerinizi duyurmak isterseniz:  LINK

Libya’da değişen dalga

Türkiye’nin Libya’da Sarraj Hükümeti’ne destek vermesiyle Libya İç Savaşı’nın dengeleri değişti. General Haftar’ın sahada beklenen başarıları gösteremediğini, hatta Sarraj tarafına karşı kayıplar yaşadığını görmekteyiz. Geçtiğimiz hafta, Haftar tarafında savaşan Rus paralı askerlerinin ön saflardan çekildiği haberi medyada yankı buldu. Hatırlayacağınız üzere bir önceki hafta da Haftar’ın “iyi niyetle” geri çekildiğine dair bir açıklama vardı. Bunlara ek olarak, ABD Ordusu’nun yaptığı açıklamaya göre Rusya, Libya’ya 14 adet savaş uçağı gönderdi. İddiaya göre bu uçaklar Suriye’de Libya Hava Kuvvetleri armalarıyla ve renkleriyle donatıldı, sonrasında Libya’ya götürüldü. 

Haftar’ın Libya’daki ilerlemesi sürdürülemiyor. Geri çekilme ise bir yeniden toparlanma hamlesi gibi görünüyor. Haftar güçleri savunabilecekleri bir hatta çekilecek, Rus uçakları da bu yeni hattaki  statükonun sağlanması için orada caydırıcı işlevi görecek. Haftar’ın Trablus’u alamamasından sonra verilecek en doğru karar da buydu sanırım, zira yenilgiler arasında bir orduyu tek parça tutmak zor bir şey. Bu durumda Trablus Hükümeti’nin elinde iki opsiyon var: Haftar’ın üstüne yürümek, ya da oluşan statükoda kalmak. Haftar’a karşı atak yapılabilmesi için Türkiye’nin olaya sadece destek rolüyle değil, sahadan da katılması gerekir diye tahmin ediyorum. Haftar’ın ilerlemesini sürdürememesinin sebepleri Trablus Hükümeti’ni de durduracaktır, bu sebeple dengeyi değiştirecek bir dış güç gerekiyor. Türkiye’nin ise bu aşamada ikinci bir Suriye’ye takati kalmadı, bu yüzden statükoyu bastırması muhtemel. Bu senaryoda ise uzun vadede bölünmüş bir Libya ile karşı karşıya kalacağız. Anlaşılan Libya’daki iç savaşın bitmesine daha bayağı var.

U.S. military says Russia flew 14 MiG 29s and Su-24s to Libya

TRT Ruski

TRT, Rusça servisini aktive etme kararı aldığını açıkladı. Bildiğiniz üzere, Türk dizileri dünyanın dört köşesinde izleniyor, Ankara da bunun getirdiği yumuşak gücün farkında. TRT Kurdi ile başlayan, ve İngilizce, Arapça, Almanca gibi dillerde yayın yapan TRT’lere Rusça’yı da eklemiş olduk böylece. 

Dünya çapında bir medya kuruluşu sahibi olmak büyük bir güç, zannediyorum Türkiye de bu gerçeği Al Jazeera ile farketti. Oldukça küçük bir ülke olan Katar, Müslüman Kardeşler, Arap Baharı gibi destek verdiği süreçleri bu dünyaca bilinen kanal sayesinde herkese kendi bakış açısından anlatabildi. Türkiye’de de bir süre varlık gösteren Al Jazeera, Ankara ile alakalı yaptığı haberler yüzünden Katar-Türkiye ilişkilerini de etkilemişti.

TRT’nin Rusça’ya açılması hem Rusya’da, hem de Rusça’nın hala çok yaygın konuşulduğu Orta Asya ülkelerinde nüfuz edinmek için iyi bir hamle. Aynı zamanda dış politikada Rusya ile kurduğumuz birlikteliğin bitişi durumundaki riskleri minimize etmek için de doğru bir karar. Rusya içindeki Müslüman nüfusun TRT izlemeye en yatkın nüfus grubu olduğu bariz, bu grup da Rusya’da 10%’luk bir dilim oluşturuyor. Aynı zamanda, Moskova güdümünde olan Orta Asya respublikalarında nüfusun desteğini sağlamak için iyi bir araç olacaktır. Bültende de sık sık dile getirdiğim üzere, Türkiye’nin dış politikada gerçekten haklı olduğu zamanlar olabiliyor, ancak bunu bir türlü dünya kamuoyuna aktaramıyor. Böylesi bir medya kanalı sayesinde, ülkelerin lider takımından ziyade halklarına durumu anlatarak bir kamuoyu oluşturmak Türkiye’nin lehine olacaktır. İdlib’deki durumu düşünün mesela. Onca sivili katletmiş Esad Yönetimi’ne karşı savaşan Türkiye’nin Batı’da kahraman olması gerekmez miydi?

Turkey’s launching a Russian news site, but its manager insists it comes in peace

Suriye’de bekleyen kriz

27 Mayıs Çarşamba günü, bir yol devriyesi esnasında patlayan bomba sonucunda bir TSK mensubu hayatını kaybetti. Suriye’de Rusya ve Türkiye’nin uzlaştığı ateşkes, İdlib’deki muhalif gruplardan tepki görüyor. Bu tepkinin boyutu, görüldüğü üzere TSK’ya da yansıyor. Koronavirüs krizi sebebiyle gündemden düşen Suriye, Türkiye’nin hala en büyük sorunu. Daha önceki bültenlerde de belirttiğimiz üzere, Türkiye’nin İdlib’de hem Şam Rejimi’ne, hem de muhaliflere karşı savaşması tam bir kabus senaryosu, ancak durum bu yöne ilerliyor gibi görünüyor. Böylesi bir iç karışıklık durumu, Rusya ve Suriye’ye koz verecek, ve bu ülkeler de eldeki durumu olabildiğince uzatarak Türkiye’yi yıpratma yoluna gidecektir. 

Libya’da her geçen gün Türkiye’nin lehine dönen rüzgarlar, Suriye’de Türkiye aleyhine işliyor.

Turkish soldier killed in Syria’s Idlib after explosion along M4 highway: ministry

TL savunmasına giden 44 milyar dolar

Reuters’in haberine göre, 2020 başlangıcından bu yana TL’nin değerinin korunması için 44 milyar dolar döviz satışı gerçekleşmiş. Sayıların doğruluğu konusunda bir yorumum yok, zira bu sayılar tahmin, TCMB böyle bir bilgi vermiyor. Ancak bu noktada TL’yi savunmanın neden çok kötü bir fikir olmadığından bahsetmek yararlı olacaktır. Hatırlayacağınız üzere, TL 2018 Ağustos’unda ciddi bir değer kaybı yaşamıştı. Öncelikle, böylesi keskin kayıplar bizim gibi sıradan insanları çok hızlı bir şekilde fakirleştiriyor, ithalata bağımlı ülkelerde de kötü sonuçlar doğuruyor. Elbette ki en makul opsiyon lirayı savunmamıza gerek kalmamasıydı, zira TL’yi savunmak için döviz satmak sadece hastalığın semptomlarını bastırıyor. Böylesi hamlelerin yapılmasını gerektiren temel sebepler, politik risk, makroekonomik vaziyet, sistemik sorunlar düzeltilmiyor. Ama yine de, durum böyleyken halkı korumak adına böylesi bir karar mantıksız değil. Umuyorum ki, son 2 yıldır üstüste yaşadığımız kur krizleri temel sorunun farkında olan bürokrat ve siyasetçiler yaratıyordur. Belki de birkaç yıl daha bu iktidarla devam edecek olmanın getirdiği az sayıda faydadan biri olur bu da.

Turkey sold $44 bln reserves to boost lira this year – bankers, data

Haftanın Videoları

Cumhuriyetin 10. Yılında Ankara nasıl görünüyordu? Rusların çektiği bir arşiv videosu, oldukça ilginç. İsmet İnönü kendi nutuğunu atarken teklemesi zannediyorum kalabalıklar karşısında değil de, bir kamera karşısında söylev vermeye alışık olmamasından kaynaklanıyor.

Antik Mısır nasıl görünüyordu? 3 boyutlu bir animasyon yapılmış, bayağı güzel. Piramitler, yapıldığı dönemde beyaz kireçtaşı ile kaplıymış, çölün ortasında bembeyaz dururlarmış, bunu da bu videodan sonra öğrendim.

Borat filmini hatırlar mısınız? Borat’ın Kazakistan’daki köyünü gösterdiği sahneler Romanya’da, Glod isimli bir çingene köyünde çekilmiş. Çekimler yapılırken oldukça dostane olan köy halkı, bugün Borat’a karşı çok sinirli. Köylerini yanlış tanıttığını söylüyorlar, filmde orası için Kazakistan dense de.