Kamp Süresi

6 gün

Tarih

11 - 17 Temmuz 2021

Eğitmenler

7 eğitmen

Dikotomiye Sığmayan Tıp

“Hayat Gri, Tıp da Tehlikelidir”

İnsanlığın düşünce tarihini izlediğimizde eski Yunan öncesi ve Mısır uygarlığı döneminde doğanın zorlu koşulları karşısında güçsüz olan insanın yer altında ve üstünde pek çok Tanrı yarattığını, iyilik ve kötülük durumlarını var ettiği bu Tanrılara bağladığını görmekteyiz. Mezopotamya ve Mısır uygarlığından farklı olarak barınmak, ölü gömmek gibi gündelik yaşamın ötesini kendisi için soru alanı olarak tanımlayan ve “bilimi bilmek için yapmak” düsturu uyarınca bilme ve kavrama arzusunu açığa çıkaran antik Yunan uygarlığı, diğer alanlarda olduğu gibi tıp sanatında da devrime neden olmuştur. Değişen yeni bakış açısının bir yansıması olarak tıp da artık doğa üstü bir güç olarak değil; bilim, teknik ve sanatsal yetilerin bütünü olarak değerlendirilmiştir. Doğaldır ki yaşanan bu değişim, hastalığın nedenleri kadar sağaltımının da insani bir yeti olabileceği gerçeğini var etmiştir.

Pekiyi ama tarihin uzun yürüyüşünde topluma ücretsiz sağlık hizmeti sunan ve hemcinslerini özgür bir hayat için güçlendiren kadın şifacıların külleri üzerine mesleki ehliyet kazanan hekimler ve tıp kurumunu yaşadığımız pandemi koşullarında yeniden ele almak gerekmez mi? Öyle ya; binlerce ışık yılı uzaklıktan nanometre düzeyi yakınlığa kadar her alanda eskiye kıyasla daha çok bilgi sahibi olan insanlık yeterli bilgelikte mi? “Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım” diyebilen kaç tane bilim insanı var? Tıpta ve her alanda bugün hangi amaç için bilgi üretilmekte? Ve üretilen bilgiler nasıl bir bugün ve geleceği şekillendirmekte?...

Öte yandan yaşamımızın son bir yılı, kimimizin yaptığı ya da pek çoğumuzun yapmayı istediği gibi tıp kurumuna ve onun temsilcilerine sırtımızı dönmek ya da onlara kahretmekle bir arpa boyu yol alamayacağımızı da kanıtlıyor. Tıp bilgisi ve pratiği, artık “uygar” yaşantımızın temel direği haline dönüşmüş durumda çünkü. Dahası unutmayalım; son bir yılda pek çok dostumuzu, yoldaşımızı, tanıdık ya da akrabamızı onlar sayesinde yaşamda tutabildik. Hal böyleyse, tıp paradigması ve o paradigma çerçevesinde şekilllenen pratikler, övme ya da sövme dışı bir analize tabi tutulmak zorunda değil mi?

Bu atölye hiç kimseye mutlak bir hakikat vaad etmiyor. Sadece dünyaya fırlatılan biçare insanın tek derdi olan dünyayı anlama ihtiyacını kolaylaştırabilecek kimi soruların peşine düşüleceğini ve üçüncü bin yılın uygarlığında hepimizin dimağına “hayatın gerçeği” olarak kodlanan bir yanılsamadan hem mekânsal hem zihinsel uzaklıkta olunacağını taahhüt ediyor.

Amaç: Bu atölyede son bir yıldır gündelik yaşamı belirleyen tıp pratiklerinin salgın zemininde nasıl şekillendiği, söz konusu tıp pratiklerini öneren – yaşama geçiren aktörlerin toplumsal dinamiklerle ilişkisi, neoliberal patriyarkal kapitalizm ile kurumsal tıp arasındaki karşılıklı etkileşim ve ana akım yolundan çıkma – kaçış fırsatları tartışmaya açılacaktır.

Strateji: Bugünü anlamak için, tarihsel toplumsal koşulların, her yapı gibi tıp kurumu ve profesyonellerini de şekillendirdiği kabulünden hareketle tıp paradigmasının tarihsel kökenlerine inerek bütünlüklü bir analizini yapmak

PROGRAM

Atölyenin tüm katılımcıları ilk gün saat 09.00’da kahvaltıda buluşarak tanışacaklardır.

Atölye boyunca yapılacak sabah kahvaltılarında takip eden günün programının beklenti ve hedefleri belirlenecektir.

Kolaylaştırıcılar: (alfabetik sırayla)

  • Emin Baki Adaş : Adnan Menderes Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi
  • Ferda Keskin : Barış Akademisyeni, İstanbul Bilgi Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi
  • Feride Aksu Tanık : Halk Sağlığı Uzmanı, Barış Akademisyeni, Türk Tabipleri Birliği Etik Kurul Başkanı
  • Halis Ulaş : Psikiyatrist, Barış Akademisyeni, Serbest Hekim
  • Kayıhan Pala : Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
  • Murat Aksu : Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
  • Osman Elbek : Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Akademisyen, Serbest Hekim

Arkhé Projesi - Şirince Köyü

Arkhé Projesi 2014 yılında Nesin Matematik Köyü’nde doğdu; yıllar içinde büyüyerek etkinlik yaptığı mekanlara sığamaz oldu ve 2019'da Matematik Köyü’nün hemen yanındaki bir zeytinliğe taşındı. Şimdi kendi arazimizde, şehrin gürültüsünden uzakta, çalışmak istediğimiz konulara odaklanabildiğimiz ve akademik özgürlüğün kısıtlanmadığı bağımsız bir mekanı kurduk; iyileştirmek ve güzelleştirmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Doğa ile iç içe olan bu zeytinlikte, dersliklerinde uzman eğitmenlerin eşliğinde tartışabileceğimiz, Şirince'nin geleneksel mimarisi ve çevre ile uyumlu bir kampüs inşa ediyoruz. 

ULAŞIM:

OTOBÜSLE: Bulunduğunuz yerden Selçuk’a giden otobüs firmaları olabilir. Yoksa ve otobüsle İzmir’e geliyorsanız, İzmir garajından Selçuk’a minibüsler kalkıyor. Havalimanına da yakın olan Gaziemir’den kalkan/geçen Selçuk minibüsleri de var.

UÇAKLA: İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na indikten sonra İZBAN veya HAVAŞ ile Selçuk'a varabilirsiniz. HAVAŞ'ın kalkış saatleri ve ücretleri için buraya tıklayın. (Selçuk'a giden HAVAŞ için Kuşadası otobüsüne binmeniz gerekiyor.)

TRENLE: Havaalanından veya İzmir'in diğer birçok bölgesinden Selçuk’a İZBAN ile de ulaşabilirsiniz. Tepeköy aktarma istasyonunda inip yine indiğiniz yerden kalkan Selçuk trenlerine aktarma yapmanız gerekecek. Sefer saatleri için buraya tıklayın. (Arama yaparken bineceğiniz istasyondan - Tepeköy seferlerine bakıp sonra Tepeköy - Selçuk seferine bakın.)

ÖZEL ARAÇLA: İzmir’e geldikten sonra İzmir-Aydın otoyoluna girerseniz yaklaşık 50 km sonra Torbalı gişelerine ulaşacaksınız. Buradan da yaklaşık 20 km sonra Selçuk gişelerine ulaşacaksınız. Selçuk’un girişindeki ilk kırmızı ışıklardan sola dönerseniz Şirince yoluna girmiş olacaksınız. (Şirince tabelasını da göreceksiniz.)

ŞİRİNCE'YE ULAŞIM: Selçuk’tan Şirince’ye ilk minibüs 7:00'de. Akşam 20.00'a kadar her 20 dakikada bir minibüs var. Selçuk’tan Şirince’ye taksiyle ulaşımın ücreti yaklaşık 150 lira. Şirince ile Arkhe arası 800 metre. Yol boyunca tabelalar var. Valizinizi yolun girişindeki Yorgo Restoran’a bırakırsanız 10 dakika yürüyerek Arkhe'ye varabilirsiniz. Biz valizinizi diğer katılımcılarınkiyle birlikte birkaç saat içinde Arkhe'ye getirmiş oluruz.