Bir bakıma kötülük ile başlar her şey.
İnsan o olmadan cennetten kovulamazdı çünkü. Gören herkes tanıklık etmiştir ki; Habil, Kabil’den her bakımdan daha iyi ve güçlüydü.Y ine de Kabil, kardeşi Habil’i uykuda öldürdü.
Tarihin ilk cinayetiydi bu. “Bütün cinayetler bayağı değildir ama her bayağılık cinayettir.” diyen Oscar Wilde, cinayet olduğu için değil; bayağılık apaçık ortada olduğu için karşı çıkardı herhalde bu işe.
Oysa zaten “eğer siz hiç günah işlemeseydiniz; sizi yok eder yerinize günah işleyen yeni bir nesil getirirdim.” denmemiş midir? Kim kaçabilir ki, günahtan? Yusuf’u kuyuya atanlar mı? Maria Magdelena’yı taşlamak üzereyken, İsa’nın “İlk taşı, hiç günah işlememiş olanınız atsın!” sözü üzerine ellerindeki taşı yere bırakanlar mı?
Peki Tanrı varsa, bu dünyada kötülük nasıl olabiliyor?
Hangi düşünme stili, bu ikisini bizim için bir araya getirebilir?
Biz de bu program boyunca masallardan dine, bilimden felsefeye, psikolojiden sinemaya, yabancı düşmanlığından politik kötülüklere, tiyatrodan pandemiye, tarihten post moderne kadar çok yönlü bir şekilde ele alıp tartışacağız kötülüğün hallerini… Gündelik hayatı felsefeleştirip, felsefeyi gündelik hayatın içine sokarak…
Eğitmenler
Aydan Demirkuş, Burak Bakır, Devrim Sezer, Ferda Keskin, M. Ertan Kardeş, Mehmet Salim Şirin, Nurcan Sonuç, Okan Uzelli, Sevil Kuvan, Tolga Yıldız