Siz de her şeyi her şeyle bağdaştırmak konusunda durdurulamaz bir arzuya sahip misiniz? İlk bakışta birbirinden kopuk gibi görünen şeyleri yan yana getirip yeni anlamlar çıkartmak, farklı alanlardaki teori ve pratikleri örtüştürmeye çalışırken yeni bilgelikler üretmek normaliniz mi? Öyleyse bu kampın size hitap ettiğinden emin olabilirsiniz. Tabii bir de görsel sanatlar ve tasarımla ilgilenen herkese...
Temel tasarım ilkeleri geçtiğimiz yüzyılda inşa edilen ve aslında görsel estetiğin kurallarını açıklayan bir grup prensip olarak özetlenebilir. Görsel tasarımın temel öğeleri olan nokta, çizgi, biçim, negatif alan, desen, doku ve rengin düzenlendiği her yerde bu prensipler üstü örtülü de olsa bulunur. Esas olarak tasarım ilkeleri desek de görsel estetiğin inşa edildiği her bağlamda karşımıza çıkarlar. Bir postere veya kitap kapağına baktığımızda grafik tasarım, bir binaya baktığımızda mimari, bir tabloya baktığımızda resim bağlamında düşünürüz; ancak hepsini algılama biçimimizde ortak olan şey aslında bu temel tasarım ilkeleridir.
Bu kampta temel tasarım ilkelerinin beş tanesi üstünde duracağız, ve her birini başka bir disipline genişleterek öğreneceğiz. Her gün birinci derste o günün konusu olan ilkeyi bir tasarım dersi formatında öğrenip uygulayacağız, örnekler üzerinde öğrenip kağıt kalem (veya illustrator/photoshop) ile kısa tasarım uygulamaları yapıp birlikte değerlendireceğiz. Ardından aynı ilkenin genişlediği disiplin hakkında bir ders daha dinleyip iki farklı görme ve düşünme biçimini karşılaştıracağız. İlkelerin özüne ineceğiz; bazen felsefe konuşacağız, bazen gündelik hayattan çok sıradan deneyimlerimiz bu tartışmalarda anlam kazanacak.
Hep birlikte görerek, düşünerek ve tasarlayarak geçirdiğimiz beş günün ardından gündelik hayatımıza dönerken yanımızda dünyaya ve kendimize bakışımızda yeni fikirler, yeni bilgelikler, yeni görme biçimleri götüreceğiz.
Afiş illüstrasyonu: Codex Seraphinianus, 1981, Luigi Serafini.
Not: 9 Nisan'da İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz Ritim Görmek / Ritim Duymak atölyesi bu yaklaşımın bir denemesidir.
Eğitmenler:
Hanife Nurbahar Kurtlu
Eser Öykü Dede
Zeynep Ezgi Mater & Melis Yüceer
Berrak Şentürk & Kutlu Şentürk
1. Gün - 26 Haziran
1. Ders: Temel tasarım ilkesi: Hizalanma - H. Nurbahar Kurtlu
2. Ders: Genişlediği alan: Değerler ve İlişkiler (Psikoloji) - Uzm. Psk. Zeynep Ezgi Mater & Uzm. Psk. Melis Yüceer
Akşam: Günbatımı kayalık yürüyüşü
Hizalanma ilkesi bize farkına varmadığımız görünmez çizgileri işaret eder. Bu görünmez çizgiler aslında birbiri ile hizalanmış görsel öğeler üzerinden görünür olur. Tasarıma düzen verir, algılamamızı ve anlamamızı kolaylaştırır. Hatta birbirinden uzak ve bağımsız görünen iki öğenin hizalanmış olması farkında bile olmadan bunları bağdaştırmamızı sağlayabilir. Bu prensibin tam olarak nasıl işlediğini anlamak için değerler ve ilişkiler, kendimizi hizaladığımız şeyler hakkında bir psikoloji dersi dinleyeceğiz. Ek olarak bilişsel psikoloji ve Gestalt prensipleri üzerinden görsel algı biçimlerimizi konuşacağız.
2. Gün - 27 Haziran
1. Ders: Temel tasarım ilkesi: Hiyerarşi - H. Nurbahar Kurtlu
2. Ders: Genişlediği alan: Tüketici teorisi ve oyun teorisi (Mikroekonomi) - H. Nurbahar Kurtlu
Akşam: Film gösterimi (A Beautiful Mind)
Hiyerarşi ilkesi bize bir tasarımdaki öğelerin hepsinin aynı önemde olamayacağını, bir öncelik sıralaması yapmamız gerektiğini, aksi takdirde sonucun karmaşa olacağını söyler. Tüketici teorisi ve oyun teorisi de bize aslında her koşulda seçeneklerimizin sınırlı olduğunu hatırlatır. Bu sınırlı seçenekler arasında kişisel değer ve ihtiyaçlarımızdan hareketle uygun bir sıralama yapıp en öncelikli olanı seçmemiz gerektiğini sayısal olarak açıklar. Bu nedenle hiyerarşi ilkesini öğrenirken bu iki konuyu bir araya getireceğiz.
3. Gün - 28 Haziran
1. Ders: Temel Tasarım ilkesi: Negatif alanı tasarlamak - H. Nurbahar Kurtlu
2. Ders: Genişlediği alan: Boşluğa form vermek (Seramik) - Eser Öykü Dede
Akşam: Serbest zaman
Negatif alan çoğunlukla tasarım öğesi olarak tanımlanır ancak “negatif alanı tasarlamak” aslında bir ilke olarak düşünülmeli. Görsel bir düzenlemedeki her öge etrafındaki (ve içindeki) boş alanları tanımlamaya başlar. Örneğin kağıda bir çember çizdiğimizde artık içindeki alan bir daire olarak da tanımlanmıştır. Günlük hayattan sade bir örnek olarak kupalarımıza bakabiliriz, kulp kendisi ince bir boru iken içindeki ve çevresindeki boşluğu da tanımlar. Biz de bu prensibi öğrenirken bir de seramik dersi alacağız ve boşluğa form vermek hakkında konuşacağız. Ek olarak Heidegger’in sürahi örneği üzerinden boşluğun ontolojisini inceleyeceğiz.
4. Gün - 29 Haziran
1. Ders: Temel tasarım ilkesi: Yakınlık - H. Nurbahar Kurtlu
2. Ders: Genişlediği alan: Yerleşim arkeolojisinde bağlamsal düşünme (Arkeoloji) - H. Nurbahar Kurtlu
Akşam: Selçuk yürüyüşü
Gestalt prensiplerinden biri olan yakınlık ilkesi özünde biz insanların “bir arada duran görsel ögeleri bir bütün olarak algılama”ya daha yatkın olduğumuzu söyler. Bu özün görsel karşılığını deneyimleyerek öğrendikten sonra aynı prensibin anlam ve önem kazandığı bambaşka bir alana, arkeoloji biliminde bağlamsal düşünme ilkesine ve bu bağlamların belirlenmesinde kullanılan yaklaşımlara bakacağız.
5. Gün - 30 Haziran
1. Ders: Temel tasarım ilkesi: Görsel ağırlık - H. Nurbahar Kurtlu
2. Ders: Genişlediği alan: Çekim kuvvetleri (fizik) ve istatistiksel ağırlık (matematik) - Berrak Şentürk & Kutlu Şentürk
Akşam: Veda eğlencesi
Görsel ağırlık görsel bir ögenin bakışları veya dikkati üzerine çekmesine verilen isimdir. Bir öge bakışı üzerine ne kadar yoğun çekiyorsa görsel ağırlığı o kadar fazladır. Görsel ağırlığı fazla olan öge genellikle tasarımda hem ilk bakılan hem de en uzun vakit geçirilen yerdir. Renk, form, boyut açısından bazı özellikler görsel ağırlığı artırır, bazıları azaltır. Bunların detaylarını örnekler ve uygulamalar üzerinden öğreneceğiz. Tasarım öğelerinin dikkatimizi çekmedeki bu farklı davranışlarını doğadaki çekim kuvvetlerinden analojilerle bağlantılayarak, tasarım öğelerine fizik modellerinin doğadaki nesnelere yaklaştığı gibi yaklaşacağız. Ardından istatistiksel olarak ağırlığın ne demek olduğunu tanımlayarak "Görsel ağırlık bir nitelik olmaktan çıkarılıp ölçülebilir bir nicelik olarak ele alınabilir mi?" sorusunu irdeleyeceğiz.